Birgül Haydi Bastır
Kayıt Tarihi : 18/06/09 Nerden : İstanbul Yaş : 30 Mesaj Sayısı : 848
| Konu: Yalnızlık: Bir Histeri Nöbeti | |
| YALNIZLIK: BIR HISTERI NOBETI
Huzunlu bir kadin sesinden, yalnizligi anlatan bir sarki dokuluyordu odanin ortasina. Kalkti yerinden, ne yapacagini bilmeden. Gece, henuz yeni basliyordu. Onunde onu deli edecek tek basinalikla dolu anlar uzaniyordu. Kendi haline gulumseyecekti nerdeyse. Uykusuz bir gece daha bekliyordu onu.
Mutfaga yoneldi, acikmisti. Bir seyler hazirlasa zaman oldurebilirdi. Hersey zamani bitirmek, acisini aza indirgeyecek akiskanliga burundurmekten olusuyordu. Yalnizlik zamanin anlamsizligi uzerine kurulu bir karanlikti.
Buzdolabini acti, uzunca bir sure bakti. Ne hazirlayacagini dusunuyordu. Olabilecek butun olasikliklar kendi isteksizliginde birden cazibesini kaybediyordu. Yuzunu burusturarak peynir kabini aldi sadece. Bir parca ekmek ve son donemlerdeki tek dostu; sarap sisesini aldi yanina.
Teybi kapatti, televizyonu acti. Hangi kanalda oldugunu umursamadan onundeki sehpaya verdi dikkatini. Soluksuz kalmissasina buyuk bir yudum aldi saraptan, sonra bir buyuk uyudum daha. Agzindaki acimsi tad yuzunden burusturdu yuzunu.
Bir ask filmi vardi televizyonda. Birbirini seven iki insanin bu aski yasatmak icin yaptigi mucadeleler anlatiliyordu. Icindeki bosluk buyudu buyudu; butun ruhunu, yuregini, dunyasini kapladi. Yalnizligin en buyuk anlamini iste tam su anda yasiyordu. Yasamina egemen olan sevgisizligi artik farketmemesi imkansizdi.
O kadar cok sure olmustu ki sevilme duygusunu yasamayali. Icindeki arzular, istekler, tutku hepsi simdi yanaklarindan suzulen yaslarda birikiyor, dile geliyordu. Agliyordu. . . En buyuk yalnizlik, askin ve sevilmenin olmadigi andi.
` Ben de cok sevdim, sanma bu yuregim tas, ama neye yarar, bak yalnizligima, bak yasayamadiklarima. . . `. Elinde sarap kadehi, duvarla konusuyordu. Sevilmeye duydugu acligi dile getirmek o kadar zordu ki, kimseyle konusamiyordu. Iste sagir duvar, onun kendisinden bile sakladigi bu yalnizligini ondan dinliyordu. Delirmenin ve bunalim denen karadeligin icine girmenin en buyuk belirtisiydi belki de sagir ve kor duvardan baska bir arkadasinin olmamasi.
Ne zamandir sevismiyordu, bedeni, tutkulari acti. Bir sevgilinin onu dusunuyor olmasi, onu simaratacak olmasi, onu arzuluyor olmasi. . . kendini kaybedercesine sevismek, sevgilin gozunde arzulandigini gosteren o vahsi isigi gormek, yoruluncaya, tukenince kadar sevismek istiyordu. Icinin urperdigi o anlari dusununce. . . Bir zamanlar ne denli tutkulu hayaller buyuturdu. Ustelik o sevismenin tadini almisligin, bilmenin delirten yakiciligi da vardi. Belki bilmese, anlamasa, daha once yasamasa, bu denli buyumeyecekti sevilme icgudusunun acligi. Ama yalnizdi. Bundan daha da kotusu, sevilmeye olan inancsizligiydi. Bu, ask yalnizliginin ortasinda, yalnizligin katmerlenmesiydi, olabilecek en yuksek boyuta ulasmasiydi.
Kendini sevecek biri icin herseyi, ama herseyi yapabilirdi. Yanlis olacagini bildigi, normal zamanlarda yapmayacagi her turlu cilginligi, her turlu yanlis seyi yapabilirdi. Bu icinde bulundugu mutsuzluk durumundan daha kotu ne olabilirdiki?
Gozyaslarina bir turlu hakim olamiyordu. Nerdeyse kendi kendine sayikliyordu. Bir sevgilinin hayali bile ulasilmaz yerlere kaciyordu bunca umutsuzluk icinde.
Kendi kendine yetmek icin cok cabalamis, cok ugrasmisti. Ama sevilme acligi hic bir yalani artik kabul etmiyordu. Sevdigi zaman bu yalnizligin bitecegini dusunmustu. Oysa tek basina sevmek yetmemisti. Simdi sevmese bile kendisini sevecek, onun sevilme acligini doyuracak birini kosulsuz, nedensiz, sevmese bile sevebilir, baglanabilirdi.
Evin sessizligine verdi kendini. Evde birinin olmasini o kadar cok isterdi ki. . . kendisini sevecek ve ona var oldugunu hissettirecek biri. . . Ona tapabilirdi.
` Cok sey istemiyorum aslinda. Sadece beni sevecek biri, sadece yalnizligimi dindirecek, beni anlayacak biri.`. onu anlamayan duvarla konusmasi devamediyordu. Sarap sisesi bitmek uzereydi. Bakti onune, peynir ve ekmek hic dokunulmadan duruyordu. Yalnizlik insanin acikmisliginin en derininde dokunulmamis bu peynir ve ekmegin anlaminda gizliydi. Sarap sisesinin bosalmis tabani, onun ruhunun en guzel ozetiydi. Yalnizdi, ask yalnizligi da vardi ustelik. Ustelik sevilmeye olan umudu da bitmisti. Ustelik baska bir hic bir sevgi bunu dolduramiyordu. Caresiz hissettti kendini�
Yalnizlik; bir caresizlik histerisinin oykusuydu. Duvarlarin bile dost edinilebildigi. . . |
|